Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman

Sık sık atıfta bulunduğum; hatta güncel hayatımda ve mesleğimde göz önünde bulundurduğum muhtelif konularda on ayetim şunlardır:

1. Gerçek Bir Kelime-i Şahadet İçin İlim Esastır!

شَهِدَ اللَّهُ أَنَّهُ لاَۤ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ وَالْمَلاَۤئِكَةُ وَأُوْلُوا الْعِلْمِ قَاۤئِمًا بِالْقِسْطِ لاَۤ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ  / “Allah’tan başka ilah olmadığına, ancak Allah şahadet eder; melekler ve adalet vasfına sahip ilim adamları  da... Evet, O’ndan başka ilah yoktur; O güçlüdür, her şeyi yerli yerince yapar.” (Al-i İmran, 3/18)

2. Mülk’ün Sahibi Allah’dır ve Dilerse O Beni Mülk ve İzzet Sahibi Yapar

قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاۤءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاۤءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاۤءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاۤءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ  / “De ki “Ey mülkün sahibi Allah’ım! Sen mülkü dilediğin kimseye verirsin, dilediğinden de çeker alırsın; dilediğin kimseyi azîz kılar, dilediğini de alçaltırsın; tercih senin elindedir; zira sen her şeye güç yetirirsin.” (Al-i İmran, 3/26)

3. Büyük Günahlardan Kaçınır ve Gerçek Mümin Olarak Ölürsem Cehennem Bana Haramdır!

إِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَاۤئِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُمْ مُدْخَلاً كَرِيمًا / “Eğer siz, yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız Biz de sizin diğer günahlarınızı örter, sizi en iyi bir yere girdiririz.” (Nisa, 4/31)

4. Cami ve Meclis Adabım

يَاۤأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوۤا إِذَا قِيلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللَّهُ لَكُمْ وَإِذَا قِيلَ انْشُزُوا فَانْشُزُوا يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ  / “Ey iman edenler! Meclislerde size: “Yer açın!” denildiğinde hemen yer açın ki Allah da size genişlik versin; “Yerinizden kalkın!” denildiği zaman da hemen kalkıverin! Allah, içinizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilmiş olanları derecelerle yüceltir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Mücadele, 58/11)

5. Korktuğumdan Emin, Umduğuma Nail Olabilmem İçin Başkasına Değil Allah’a Sığınmalıyım

وَإِنْ يَمْسَسْكَ اللَّهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُۤ إِلاَّ هُوَ وَإِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلاَ رَاۤدَّ لِفَضْلِهِ يُصِيبُ بِهِ مَنْ يَشَاۤءُ مِنْ عِبَادِهِ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ  / “Eğer Allah sana bir zarar dokunduracak olursa onu, yine O’ndan başka kaldıracak hiç kimse yoktur; eğer senin için bir iyilik dilemişse, O’nun lütfunu da geri çevirecek hiçbir güç bulunmamaktadır. O’nun lütfu kullarından sadece dilediği kimselere erişir. O çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.” (Yunus, 10/107)

6. Ben Bozmazsam Allah Benim Düzenimi Niye Bozsun ki?

لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنفُسِهِمْ وَإِذَاۤ أَرَادَ اللَّهُ بِقَوْمٍ سُوءًا فَلاَ مَرَدَّ لَهُ وَمَا لَهُمْ مِنْ دُونِهِ مِنْ وَالٍ  / “Her kişinin önünden ve ardından takipçileri vardır; Allah’ın emriyle onu (ölümcül tehlikelere karşı) korumaktadırlar. Bir toplum kendini değiştirmediği sürece, Allah da onların durumunu değiştirmez! Allah bir topluma bir kötülük dilediğinde, artık onu hiç kimse geri çeviremez! O’ndan başka onların koruyucusu da yoktur.” (Ra’d, 13/11)

 7. Kişiden Değil, Allah’ın Benim İçin Yazdığından Korkmalıyım:

قُلْ لَنْ يُصِيبَنَاۤ إِلاَّ مَا كَتَبَ اللَّهُ لَنَا هُوَ مَوْلاَنَا وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ  / “De ki “Allah’ın bizim için yazdığından başkası başımıza gelmeyecektir! O, bizim Mevla’mızdır! O hâlde müminler sadece Allah’a güvenip dayansınlar!” (Tevbe, 9/51)

8. Rahman’ın Has Kullarından Olabilmem İçin Eğlenceye Meyletmemeliyim!

 وَالَّذِينَ لاَ يَشْهَدُونَ الزُّورَ وَإِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا  /” Rahman’ın kulları, oturak/işret âlemlerine iştirâk etmezler; faydasız, boş lâfla karşılaştıkları zaman vakarla oradan kalkıp giderler.” (Furkan, 25/72)

9. Rahman’ın Has Kulları Allah’ın Ayetlerini Kör ve Sağırlar Gibi Okumaz!

وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا  / “Kendilerine Rab’lerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman onlar karşısında sağır ve körcesine duyarsız kalmazlar.” (Furkan, 25/73)

10. Yüce Allah’ın Bana Lütfettiği Dört Hidayet: Fıtri Din, Akıl, Peygamber ve Kur’an

 اَللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لاَ شَرْقِيَّةٍ وَلاَ غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيۤءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَنْ يَشَاۤءُ وَيَضْرِبُ اللَّهُ اْلأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ  / “Allah göklerin ve yerin nurudur; O’nun nuru, içinde lamba bulunan duvardaki bir taka/mişkât gibidir. Alev bir cam/şişe içindedir; şişe ise, incimsi bir yıldız gibidir! Fitildeki alev, doğusu ve batısı olmayan mübarek bir zeytin ağacından elde edilen yağla yakılıp beslenmektedir. Yağ ise, ateş değmese de neredeyse kendisi etrafı aydınlatacak parlaklıktadır! Nur üstüne nur… Allah, dileyen/dilediği kimseyi nuruna kavuşturur. Allah, insanlar için böyle misaller verir! Allah her şeyi bilir.” (Nur, 24/35)

Doğru yoldakiler, kendi tercih, kararlı eylem ve iradeleri ile hidayete erdirilmişlerdir. Dalâlettekiler ise, önlerine konulan ilahî rehberliğe ve tüm uyarılara rağmen, sırf kendi istek ve kararlı eylemleri ile doğru yoldan sapmışlardır… Geniş bilgi için bakınız...

Site tasarımı Mehmet Akif Duman

Elektronik posta adresi